7 Ekim 2011 Cuma

Prof. Dr. Arıboğan: Eğitimde sabit alışkanlıklarla davranmak, gerilemek demek

. 7 Ekim 2011 Cuma


İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “İster sosyal bilimci olun ister teknik alanlarda uzmanlaşın, hepimizin yapması gereken şey dünyayı takip etmek” diyor.

1996 yılında Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından kurulan İstanbul Bilgi Üniversitesi, kendine güvenen, altyapısı kuvvetli, yeniliklere açık, üretken bireyler yetiştirme hedefiyle eğitim hayatına devam ediyor. Öğrencilerine teknoloji ürünlerinden faydalanma imkanıyla birlikte çeşitli sertifika programları, yurt dışı eğitimi sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi gerçekleştirdiği öğrenci-endüstri işbirliğiyle öğrencilerine, iş dünyasını keşfetme fırsatı sunuyor. Kariyer Merkezi ile öğrencilere kariyerlerini seçmede ve hazırlık yapma aşamasında danışmanlık hizmeti sağlıyor. 28 ülkede 55′ten fazla eğitim kurumunu kapsayan Laureate International Universities ağı üyesi olan üniversite, büyük bir hızla değişen dünyada öğrencilerine en son teknoloji ürünlerinden faydalanma imkanı da sağlıyor.

“İster sosyal bilimci olun ister teknik alanlarda uzmanlaşın, hepimizin yapması gereken şey dünyayı takip etmek” diyen, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, öğrenme kesildiğinde sadece birkaç sene öncesinde değil, bir uygarlık öncesinde kalındığının altını çiziyor. Teknolojideki dönüşümü, bunun insan ve toplum üzerindeki etkisini izlemek gerektiğini belirten Arıboğan, “Dünya bu hızla akar, insan bu hızla evrim geçirirken tamamen insana dair bir alan olan eğitim sektöründe sabit alışkanlıklarımızla davranmak, büyük bir gerileme anlamına geliyor” diyor.

Prof. Dr. Arıboğan, küreselleşen dünyadan eğitim sektörünün nasıl etkilendiğini anlattı.

Teknolojideki dönüşümü takip etmek gerekiyor

Küreselleşen dünyada eğitim sınırı bambaşka noktalara evriliyor. Siz bir eğitimci olarak kendinizi nasıl yeniliyorsunuz?
- Dünya sadece küreselleşmiyor, aynı zamanda küreden koparak sanal ortama doğru akıyor. Sabit değil, akışkan bir ortamda yaşıyoruz ve üstelik bu akışın sürati çok yüksek. Bugün eğittiğimiz öğrencileri hali hazırda olmayan, doğmamış sektörler için yetiştiriyoruz. Bundan 10 sene önce mezun ettiğimiz bir uluslararası ilişkiler öğrencisi ona öğrettiğimiz paradigmanın tamamen dışında bir dünya algısını yorumlamak zorunda. 10 yıl önce bilinmeyen bir yeni medya dünyası, bir tıp alemi ya da bir mühendislik alanı var şu an kariyer gündeminin merkezinde. Kısaca üniversitelerde halihazırda olmayan meslekler için ‘çalışanlar’ hazırlıyoruz. Dünya bu hızla akar, insan bu hızla evrim geçirirken tamamen insana dair bir alan olan eğitim sektöründe sabit alışkanlıklarımızla davranmak, büyük bir gerileme anlamına geliyor. Öğrenmeyi kestiğiniz anda sadece bir kaç sene öncesinde değil, bir uygarlık öncesinde kalıyorsunuz. İster sosyal bilimci olun ister teknik alanlarda uzmanlaşın, hepimizin yapması gereken şey dünyayı takip etmek. Teknolojideki dönüşümü, bunun insan ve toplum üzerindeki etkisini izlemek gerekiyor. iPad öncesi insan ve iPad sonrası insan diye tarih ikiye ayrılacak sanıyorum. Dünyada yaşamak yerine, dünyayı çantamızda taşımak fırsatını yakalamış ilk nesiliz. Bunun değerini bilmek gerekiyor.

Teknoloji elbette eğitimin en önemli araçlarından biri. Nasıl etkileniyor teknolojiden eğitim ?
 - Her şeyden önce öğretmen ya da hoca dediğimiz kişiler, yani bizler artık sınıflara eskisi kadar avantajlı biçimde giremiyoruz. Yakın zamana kadar bilginin ana aktarıcısı, bilginin deposu konumunda olan hocalar, şimdilerde elinde tablet bilgisayarla sınıfa giren bir öğrencinin yüzde biri kadar bilgi donanımına sahip değil. Öğrenci istediği arama motoruna girerek, dilediği bilgiye edinme imkanına sahip. Peki biz ne işe yarayacağız? Hocalar öğrencilere ne verecek de, öğrenci google yerine hocasının bilgisini tercih edecek? Her şeyden önce artık powerpoint ile tahtaya dersi yansıtıp öğrencilere onun üzerinden konuları anlatma dönemi bitti. Bilginin akümüle edilmesi değil, değerlendirilmesi, analize tabi tutulması, eleştirilmesi kıymetli bir şey. İyi hoca artık bilgiyi aktaran değil, gerekirse yerin dibine sokan, bazen işlevsel hale getiren, bilgiler arasında ilinti kuran akademisyenler olacak. Felsefe, matematik, tarih, sosyoloji gibi alanlar, uygulamalı alanların yanına eklemlenmek zorunda kalacak. Sosyoloji bilen yazılımcı ya da felsefe okumuş bir doktor, diğerlerine karşı büyük avantaj elde edecek. Malumatfuruşluktan bilgelik safhasına geçiş interdisipliner yani alanlar arasında seyahat ederek mümkün olacak.

Üniversitenin sabit kalmasını beklemek hayalcilik olur

Bu çerçevede “üniversite” tanımı da değişiyor galiba….
 - Üniversite yaklaşık 1000 yıldır var. Var olduğundan bu yana da evrim geçiriyor. İlk başlarda sadece öğretime endekslenmiş bir yapıya sahipken, sonrasında eğitim ve araştırma boyutlarının katılmasıyla toplumun özgür vaha ihtiyacına cevap vermiş. Teorik olarak toplumun önünde ve lider rolü üstlenmiş. Lakin üniversite bir kurum olarak son 20 yılda ortaya çıkan bu uygarlık sıçramasına henüz yeterli reaksiyonu verememiş durumda. Özel sektörde yapılan araştırmalar, üniversitelerdekini geçti. Okulunu yarım bırakıp genç yaşta milyar dolarlık işletme sahibi olan genç insanların rol model olduğu bir döneme girdik. Yeni üniversite anlayışı mutlak surette yaratıcılığa, inovasyona, eleştiriye ve sosyalleşmeye geçit vermeli. Keza, teknolojik olarak evinde daha iyi ortamı sağlayan öğrencinin üniversiteyi önemsemesi mümkün değil. Üniversiteler fikirlerin buluştuğu, tasarımların yapıldığı, insanların bir araya gelerek sosyal alanlar yarattığı, hocaların öğrenciler için hem ulaşılamaz ufuklar, hem de ulaşımı kolaylaştıran kısa yollar önerebildiği yerler olmalı. Herşey değişirken üniversitenin sabit kalmasını beklemek hayalcilik olur.

En zoru da “daha ortaya çıkmamış meslek grupları için” öğrenci yetiştirmek olsa gerek. Ne dersiniz?
- Kuşkusuz. Bu konuda öğrencilere gerçekten yardımcı olabilmek için doğru çalışan, geleceği ve fütürist akımları yakından takip eden kariyer birimlerinin olması gerekiyor. Bu kariyer birimlerinin yalnızca öğrencilere değil, akademisyenlere de destek vermesi ve 10 yıl sonra nasıl bir evrenin içerisinde olacağımızın bilgisini aktarması gerekiyor. Liselerdeki psikolojik danışma ve rehberlik organizasyonları da en az üniversitelerdeki kariyer direktörlükleri kadar önemli. Öğrencinin önüne sınav puanını alıp, ondan sonra listede en yüksek puanlıdan başlayarak aşağıya doğru sıralalan bir liste yapmak doğru rehberlik değil. Bu sorumluluk çok çalışmayı ve literatürü çok yakın takip etmeyi gerektiriyor.

Sınırları kalkan bu yeni dünyada eğitimin dili ne olacak?

- İngilizce eğitim kaçınılmaz bir gereklilik halini almış durumda. Artık üniversiteler arası geçişkenlik de sayısal bakımdan çok arttı. Erasmus dolayısıyla Avrupa’da her yıl yüzbinlerce öğrenci ülkeler arasında dolaşıyor ve birbirinin kültürüne aşina oluyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi olarak biz her yıl yüzlerce öğrenciyi misafir ediyoruz. Eğer eğitim diliniz İngilizce değilse uluslararasılaşma perspektifiniz ister istemez zedeleniyor. Kaldı ki coğrafi bakımdan yerinizde otursanız bile, uzak coğrafyalar artık ekrandan evinize taşınıyor. İstediğiniz zaman dünyanın en kıymetli üniversitelerinden online ders alabiliyorsunuz. MIT gibi büyük üniversiteler derslerini herkesin kullanımına açmış durumdalar. Gerçekten öğrenmek isteyenler için fırsat çok. Ama bunu ancak dil bilerek hayata geçirebiliyorsunuz.

“Hedef hep ileriye bakmak”

Tüm bu konuştuklarımız kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi ne yapıyor?
 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Türkiye’de her zaman lider rolünü üstlenmiş, yenilikçi ve liberal bir üniversite. Çağın teknik kabiliyetlerine ulaşma konusunda eğitimde dünyanın en üst standardı ne ise oradayız. Teknolojiyi maksimum kullanıyoruz. Öğrencilerimiz sadece telefonlarına yükleyecekleri aplikasyonlarla öğrencilikleri süresince ihtiyaç duyabilecekleri tüm bilgiyi ceplerinde taşıyorlar. Akademisyenlerimiz dersler için gereken tüm kaynakları online ortama aktarıyorlar.

Uluslararasılaşma konusunda ise Laureate üyesi olmamız dolayısıyla önemli bir avantajımız var. Türkiye’nin tek uluslararası üniversitesiyiz. Bilgi Üniversitesi’nin akademik kalitesi ise zaten fazlaca konuşmaya gerek yok, en iddialı olduğumuz nokta burası. Bizim için hedef hep ileriye bakmak, hiç bir zaman var olduğumuz yerden memnun olmadan hep daha iyisine doğru yürümek.

Öğrencilerinize kariyer yönlendirmesi yapıyor musunuz?
 - İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde bulunan Kariyer Merkezimiz öğrencilerimize kariyer hedeflerini keşfetme yolunda yardımcı olabilecek kaynakları ve hizmetleri sunuyor. Merkez aynı zamanda öğrencilere kariyerlerini seçmede ve hazırlık yapma aşamasında danışmanlık hizmeti sağlıyor. Bunun yanı sıra öğrenci-endüstri işbirliği projeleri geliştirerek ve çeşitli seminerler ve paneller desteğiyle öğrencilerin iş dünyasını erken yaşta keşfetmelerini sağlamaya çalışıyoruz.Kariyer merkezimizin bu yıl başlattığı büyük bir proje daha var. Öğrencilerimizin sadece girişimci değil, sosyal girişimci hüvviyetine sahip olabilmeleri için büyük bir sivil toplum atağı başlatıyoruz. Hedef insan yetiştirmek değil “iyi insan” yetiştirmek. Öğrencilerimizin her birinin mutlaka bir sivil toplum örgütüne üye olmalarını sağlayacak bir network oluşturduk. Doğayla barışık, toplumsal sorunlara duyarlı, adalet duygusuna sahip bireyler olabilmelerini çok önemsiyoruz. Kariyer merkezimiz bu konuya odaklanmış durumda.

Universitiy of London’dan diploma

Yurt dışındaki üniversitelerle anlaşmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi üniversitelerle anlaşmalarınız var ve bu anlaşmalarla öğrencilerinize ne gibi imkanlar sunuyorsunuz?
İstanbul Bilgi Üniversitesi, 29 ülkede yaklaşık 60 eğitim kurumunu kapsayan Laureate International Universities ağının Türkiye’deki tek üyesi. BİLGİ, öğrencilerine yurt dışında lisans, yüksek lisans ve mesleki sertifika programlarında öğrenim görme fırsatı sağlıyor. Laureate üniversiteleri öğrencilere, mimarlık, sanat, işletme, mutfak sanatlar, dizayn, eğitim, mühendislik, sağlık bilimleri, konaklama işletmeciliği, bilgi teknolojisi, hukuk ve tıp alanlarından oluşmak üzere 130′dan fazla, lisans, lisans üstü ve doktora programları sunuyor. Bir veya birden fazla dönemlerini Laureate International Universities’e üye üniversitelerden birinde geçirme imkanına sahip olan Bilgi öğrencileri, ayrıca, University of Liverpool’dan İşletme, İşletme-Ekonomi, Medya ve İletişim Sistemleri, Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği gibi alanlarda çift diploma sahibi olabiliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri yaz okullarına özel koşullarla katılabiliyor ve kredi transferi yapabiliyorlar. Bunun yanı sıra, University of Cambridge ortaklığıyla yürütülen İngilizce hazırlık sınıfını iki dönemde tamamlayabiliyor ve bu eğitimin belli bir kısmını yurt dışında alabiliyorlar.

Bilgi’nin Erasmus programı kapsamında 21 Avrupa ülkesindeki 160′tan fazla üniversiteyle 270′in üzerinde değişim anlaşması var. Bu sayede BİLGİ öğrencileri, Avrupa ve Kuzey Amerika’da değişim öğrencisi olabiliyorlar.

University of London’a bağlı Londan School of Economics and Political Science ile 10 yılı aşkın süredir yürütülen Üstün Başarı Programı’na dahil olan öğrenciler ise Bilgi diplomasının yanı sıra University of London’dan da diploma alabiliyorlar. Bilgi, ayrıca Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) ve Uluslararası Üniversiteler Birliği (IAU) üyesidir.

Mezuniyet sonrasında iş bulma konusunda öğrencilerinize destek veriyor musunuz?
 - Bilgi öğrencilerinin hem üniversite içi ve dışında gerçekleştirdikleri çeşitli projelerde hem de derslerde, okudukları alanda fark yaratacak pratikleri özümsemek ve uygulamak, iş dünyası ile yakın ilişkiler kurup ‘gerçek’ stajlar yapabilmeleri büyük önem taşıyor. Bu nedenle İstanbul Bilgi Üniversitesi olarak öğrencilerimizin her alanda kendine güvenen, altyapısı kuvvetli, yeniliklere açık, üretken bireyler olarak mezun olmalarını amaçlıyoruz. Çok sayıda ortak sertifika programı düzenliyoruz. Öğrencilerimiz daha okul sıralarında ilerde çalışabilecekleri şirket yöneticileriyle, sivil toplum örgütü çalışanlarıyla bir araya gelebiliyorlar.



kpss2012.net
Share this Article now on :
ARTIKEL YANG BERHUBUNGAN :


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Popüler Yayınlar